Dört seneye yakın bir zaman diliminin öncesinde ortalamanın
fazlasında aile sorununa sahip, sürekli ağır stres altında yaşamaya çalışan,
savaştığı şey ile neden savaştığını bilmeyen, yaşından fazla olgun düşüncelere
sahip fakat zaman zaman davranışları konusunda birtakım problemler yaşayan,
kendisini yeren zira ailemin yegâne yaptığı şey buydu- asla görünüşünü
beğenmeyen ve kendisine dair en ufak şeyden dahi nefret eden bir çocuktum. Dört sene içinde hayal edemeyeceğim kadar yol
aldım. Birçok açıdan şanslıydım aynı zamanda birçok açıdan şanssızdım. Anne
babam yeterli evebeynler değillerdi hatta bana göre hala yetişkin bile
olmamışlardı. Çünkü aslında yetişkinlik okul bitirmek, evlenmek ya da çocuk
sahibi olmak ile alakalı bir durum değildi. Kesinlikle değildi. Şanslıydım
çünkü bu ipleri elime alma sürecini birkaç yıl geç yaşasaydım sonradan en
azından benim için çok geç olabilirdi.
İnanın sevgili dünyalılar boş yere anne babamı gömen bir
insan olmadım. Asla da olmam. Fakat belki zaman geçince biraz olsun anlatırım
onların nasıl birer birey olduklarını. Şu anlık pek gerek yok açıkçası bu
bilgiye. Ama emin olun ki ben asilik yapıp anne babasını beğenmeyen bir ergen
değilim. O dönemleri zaten hepimiz aştık değil mi? Onların ilerlemesine sürekli
yardımcı olmaya çalışırken kendileri beni kibirli ve ego sahibi olmakla
suçladılar. Asla kendi hatalarını görmediler gördüklerini de olağan bir olaymış
gibi gösterdiler. Sonuçta kimse kendinden zeki ya da olgun bir çocuğu olsun
istemez. Ben her şeye rağmen bu ortamda bu şekilde büyüğüm için –onlar asla
duymasa da- gurur duyuyorum kendimle. Birçok insan da duyuyor. Çünkü biliyorum
ki böyle bir ailede yetişip yanlış yollara sapmamak büyük cesaret ve mantık
işi.
Konuyu çok dağıttım kusura bakmayın.
Hayatımızı yönlendirmek için bunun farkına varmamız
gerekiyor. Ben buna ‘Uyanış.’
Diyorum. Bir noktada sahte yüzler takınan ve aslında hayatınızda olmasını
insanlardan tutun geleceğinizi yönlendiren her karara ilgisi olup olmayan
onlarca kişinin dâhil olmasına her olay size çok yanlış gelmeye
başlayacak. ‘Bu böyle olmamalı. Böyle
gidemez.’ düşüncesi beyninizi yiyip bitirmeye başlayacak fakat ne yapacağınızı
nereden başlayacağınızı belki de bilemeyeceksiniz ya da kestirseniz bile
yapacak cesareti bulamayacaksınız.
Olay şu ki nerede ya da kaç yaşında olursanız olun
hayatınızı düzene sokmak sancılı bir süreçtir.
Olay asla farkına varmak ile bitmez. İkinci adım karalı olmaktır.
Hayatınızı düzene sokmak, ipleri elinize almak sizin kendinize olan bir
borcunuzdur bana kalırsa.
Fakat şu var ki herkes kararlı olamayabiliyor. Yolun
yarısında vazgeçip hayatına kukla gibi devam etmek isteyen insanlar da
azımsanmayacak derecedeler. Bu sorunun ise insanın kendini sevmemesinden
kaynaklandığını düşünüyorum.
(devam edecek…)
Bölüm 2 Barışma
Bölüm 3 Ayrıştırma ve Kararlar
En haklı bulduğum kısım, bu gerçekten, gerçekten çok sancılı bir süreç. Ben yaşıyorum, farkındayım. Korktum da, bocaladım da, sancı da çekiyorum. Ama yaşadığım şeyi herkesin yaşamadığının, yani bunun herkese nasip olmadığının, herkesin bu uyanışı yaşayamayacağının farkındayım ve bunun için de mutluluk duyuyorum açıkçası. Umarım güzel sonuçlanır... Emeğine yüreğine sağlık, teşekkür ediyorum bu güzel yazı için :)
YanıtlaSilGüzel sonuçlanacağına eminim.Farkındalığı yüksek insanların yetişme dönemleri çok sancılı geçse de yetişkinlik dönemleri başarılarla dolu olacaktır. Eminim
Sil