Son Günler Hakkında

Bugün iki bardak kahve içtim canım şiddetle üçüncüsünü istiyor. Bir tarafım üşendiğinden bir tarafım gecenin on birinde kahve içmeyi mantıklı bulmadığından yazı yazmaya devam ediyorum. Bir aydır olan kafein eksikliğinden belki de bu kadar çok bünyemin istemesi. Zira kaldığım yerde bir değil iki değil üç kavanoz kahvem var ama düzgün bir su ısıtıcım yok. Olan ile elimin üstünü yaktım bir defa sonra da çalıştırmaya erindim zaten.

 Yapılması gereken işler alınması gereken eşyalar var ama işte belirsiz olan bir oda arkadaşı yüzünden erteleyip durmak zorunda kalıyorum hepsini. Bunca düzensizlik obsesif komplesif bozukluğumu cidden çok sinirlendiriyor. Ki sabır etmek eylemi hayatım boyunca cidden en nefret ettiğim ve hep imtihan edildiğim eylem fakat barıştım kendisiyle sanki üç yıldır. Ve tabi ki bunu kendi başıma yapmadım.

Şu an ise aslında çok ufakken olduğum bir şehre geri döndüm. Kader işte belli olmuyor bir bakıyorsun dönüp dolaşıp aynı yere bir daha uğramışsın. Fakat bu şehir bana soğuk, uzak ve yabancı. Aslında şu an bütün şehirler öyle sadece biri hariç. 81 ilde sadece bir şehir bana çok tanıdık ve fazlasıyla güzel geliyor. Bunun sebebi şehirde kendimi bulmam değil şehrin 'içinde' kendimi bulmam. O şehrin bana yansımamı bahşetmesi.Fakat şu an o yok ve gerçekten çevrem siyah beyaz filmlerdeki gibi sanki tek ben renkli kalmışım. Çünkü çevremde olan biten hiç kimse hiçbir durum hiçbir olay beni ilgilendirmiyor benden başka. Bazen öyle anlar oluyor ki sanki o siyah beyazlık ayaklarımdan yukarı tırmanmaya başlıyor gibime geliyor. Alarm çanları çalıyor işte tam o zaman.

Tek bir insan sadece tek bir kalp sizin için bütün dünyayı renkli ve olabildiğince parlak hale getirebilir mi? Evet getirebilir çünkü bazı insanlar güneş gibilerdir. Ortaya çıktıkları an her şeyi aydınlatıp, ısıtırlar. Ve ben şu an geceyi yaşıyorum hayatımda. Umarım ilk ve son gece olur bu. Çünkü ay ile nereye kadar gidebilirsiniz ki? Silületleri görebilsek bile renklere ihtiyacımız var.

Önceden ne kadar bıksam da, yorulsam da, bir sürü duygu karmaşası yaşasam da 'ev' diyebileceğim bir yer vardı. (Yuva değil.) Sonra birtakım olaylar oldu, durumlar değişti. Şimdi ise bir süre evim olmayacak sanırım. Bu beni üzmüyor aslında saçma bir şekilde mutlu ediyor çünkü hani bazen ip incelir incelir ama kopmaz ya o lanet şey. Kopmasını beklersiniz, çekersiniz ama o son iplik sizden güçlü çıkar. Hah işte sanki o ip kopmuş ve ruhum rahatlamış gibi. Yuvayı zaten bir kenara bıraktım ama insan kendi evinde sessiz ağlamayı öğrenmemeli kendi kendine. Binlercesinden biri işte bu.

Binlerce kez şükürler olsun ki zaten bir yerim var benim. En azından olduğunu düşünüyorum. İstediğim gibi davranabildiğim istediğim zaman ağlayabildiğim istediğim zaman bağırabildiğim en önemlisi de her saniyesinden keyif aldığım. İşte o yeri evim yapmak için uğraşıyorum son birkaç senedir. Çünkü zaten böyle bir yer senin evin olursa yuvan olmuş olur.

Yaz Sonu Blog Keşif Etkinliği

Selamlar dünyalılar! Yaz biterken ilk blog keşif etkinliğimi düzenlemeye karar verdim! Umarım hepimiz için güzel bir etkinlik olur. Şimdi bu etkinliğin diğer blog keşif etkinliklerinden ayırmak için (ve kesinlikle daha yararlı olmasını sağlamak için) birtakım şartlar koymaya karar verdim. Yüzünüzü hemen buruşturmayın! Zaten hepimizin yaptığı şeyler bunlar.

💥Birincisi beni takibe alın lütfen.

💥İkincisi en üst sıradan başlayarak aşağıda linkleri bulunan bloglara girip takip ettikten sonra bir yazıya yorum bırakın. Yorumunuzun sonunda 'Yaz sonu keşif etkinliğinden geliyorum!' yazmayı unutmayın ki blog sahipleri buradan geldiğinizi bilip sizi takip edebilsinler.

Şu an internetsizliğimden dolayı herkesi tek tek kontrol edemem zira etmekte istemem. Lütfen eğer bunları yapacaksanız katılın etkinliğe. Diğer türlü fırsatçılar türüyor. Lütfen size yorum bırakanlara dönmeyi unutmayın ve ara ara girip linkleri tekrar kontrol edin. Evet, biraz zahmet verici gibi gözükebilir ama hepimiz bu işten karlı çıkacağız böylece!


Şimdi son zamanlarda türeyen 'Ya ben bu yazıya ne yorum yazacağımı bilmiyorum!' mevzusu dönmeye başladı. Bu konuda bir iki kelam etmek istiyorum. Burada hepimiz bir şeyler yazıyor ve üretiyoruz. Eğer bir yazı okuduğunuz zaman cidden kafanızda tek kelime dahi belirmiyorsa o sırada kafanız çok doludur. Çünkü üreten insanın mutlaka yorumu olur. Bir kelime bile yazsanız yazı ile alakalı bu yazanı inanılmaz derecede mutlu edecektir. Siz yazılarınıza yorum gelince ne kadar çok seviniyorsanız, insanlar da öyle seviniyor.

Bu yüzden lütfen biraz empati yapıp kafamızı çalıştırırsak bu işin üstünden gelebiliriz.

Katılmak isteyenleri yoruma bekliyorum. Umarım güzel bir etkinlik olur. Bu arada herhangi bir yazınızın sonunda bahsederseniz etkinlikten daha çok dünyalıya ulaşabiliriz, bahsetmezseniz de canınız sağolsun! 💁


Etkinliğe Katılan Bloglar: