İlk önce bilmem kaç ay sonra sizinle gerçekten konuşabildiğim bir yazı yazdığım için alkış istiyorum sevgili Dünyalılar.
Ara sıra geçmişe, hayatımın gidişatına dair metinler bırakmak gerçekten iyi geliyor. Siz okumaktan keyif alıyor musunuz acaba?
2018 hedeflerim üstüne çalışmalarım devam ediyor. Durum güncellemesi yapalım biraz. (Yeni yıldan Beklentilerim yazımı okumak isterseniz; )
Geçen hafta bir arkadaşım 'Sence de 2018 çok hızlı geçmiyor mu?' dedi. O an fark ettim evet, çok hızlı geçiyor. Bir anda Mayıs'a gelmişiz. O kadar kafam yoğunmuş ki fark edememişim.
Film ve kitap hedeflerimde biraz geriden geliyorum açıkçası. Yani her ay beş kitap hedefi hiç tutmuyor. Bilmiyorum niye böyle keza filmlerde de aynısı. Bir oturunca beş film izliyorum sonra iki hafta film izlemiyorum, film açmaya üşeniyorum falan. Ama kesinlikle boşvermedim! Zaten bütün olay da bu bence. Hedeflerimin hepsi sıkı takibim altında.
Kalemlik ve çanta alma hedeflerim vardı. Onları yılın ikinci ayı gibi gerçekleştirdim zaten. Hatta geçenlerde bir mim de oluşturdum. Okumak isterseniz.
(üst kısmı birkaç gün önce yazmıştım. Bu yüzden aşağıdaki bölümle biraz kopuk duruyor affınıza sığınıyorum.)
Bir haftadır gezegenlerin elli üç derece duruşlarından mıdır yoksa tam yaz geldi gibi olup 'Ahahah şaka yaptım gerzekler.' diyip bizi şehrimin yağmura gömmesinden midir nedir gene hayatımda elli yedi bin yedi yüz seksen bir tane kriz yaşandı. Bazı anlar artık o kadar yılıyorum ki 'Allah'ım ya benim canımı al ya da yaratıyorsun nolur takip et ya!' diye bağırasım geliyor.
Yahu benim bu hayatımda her şeyin düzeleceğine dair inancım var ama bu arkadaşlık konusunda yok! Lanetlenmişim resmen. Nerede dangoz var beni buluyor ya! Hani 'Abi kesin bir yerinde paratoner var.' derler ya, işte o hesap!
Neyse. Çağlar gider Faruk gelir. Dünyada yedi milyar dört yüz kırk iki milyon insan var!
Ara sıra geçmişe, hayatımın gidişatına dair metinler bırakmak gerçekten iyi geliyor. Siz okumaktan keyif alıyor musunuz acaba?
2018 hedeflerim üstüne çalışmalarım devam ediyor. Durum güncellemesi yapalım biraz. (Yeni yıldan Beklentilerim yazımı okumak isterseniz; )
Geçen hafta bir arkadaşım 'Sence de 2018 çok hızlı geçmiyor mu?' dedi. O an fark ettim evet, çok hızlı geçiyor. Bir anda Mayıs'a gelmişiz. O kadar kafam yoğunmuş ki fark edememişim.
Film ve kitap hedeflerimde biraz geriden geliyorum açıkçası. Yani her ay beş kitap hedefi hiç tutmuyor. Bilmiyorum niye böyle keza filmlerde de aynısı. Bir oturunca beş film izliyorum sonra iki hafta film izlemiyorum, film açmaya üşeniyorum falan. Ama kesinlikle boşvermedim! Zaten bütün olay da bu bence. Hedeflerimin hepsi sıkı takibim altında.
Kalemlik ve çanta alma hedeflerim vardı. Onları yılın ikinci ayı gibi gerçekleştirdim zaten. Hatta geçenlerde bir mim de oluşturdum. Okumak isterseniz.
(üst kısmı birkaç gün önce yazmıştım. Bu yüzden aşağıdaki bölümle biraz kopuk duruyor affınıza sığınıyorum.)
Bir haftadır gezegenlerin elli üç derece duruşlarından mıdır yoksa tam yaz geldi gibi olup 'Ahahah şaka yaptım gerzekler.' diyip bizi şehrimin yağmura gömmesinden midir nedir gene hayatımda elli yedi bin yedi yüz seksen bir tane kriz yaşandı. Bazı anlar artık o kadar yılıyorum ki 'Allah'ım ya benim canımı al ya da yaratıyorsun nolur takip et ya!' diye bağırasım geliyor.
Yahu benim bu hayatımda her şeyin düzeleceğine dair inancım var ama bu arkadaşlık konusunda yok! Lanetlenmişim resmen. Nerede dangoz var beni buluyor ya! Hani 'Abi kesin bir yerinde paratoner var.' derler ya, işte o hesap!
Neyse. Çağlar gider Faruk gelir. Dünyada yedi milyar dört yüz kırk iki milyon insan var!