Başlığı aslında beğenmedim Dünyalılar. Normalde benim başlıklarım abidik gubidik olduğu için bu epey sade geldi bana da. Neyse bir yaz daha geçip gitti. Yazın başında
'Onu okuyacağım, bunu izleyeceğim, şunu çekeceğim, şurayı da çalışacağım,en güzel yazı ben yaşayacağım, eşi dostu düşmanı çatır çatır çatlatacağım.' şeklinde olan düşüncelerimizin bir kısmı ramazanda sahurdan sabaha kadar film veya dizi seyrederken
'Yaa çok açım kim kalkıp yapacak hem yazın başındayız daha.' şeklinde geri kalanı ise ramazan bittikten sonra sıcaklıkların tavana vurmasıyla 'O
hh klima var ne güzel, bilgisayarım kucağımda, soğuk su, bedava yiyecek hangi keriz (!) dışarı çıkar ki bu imkanlar varken.' biçimine evrildi.
Şimdi ise havalar yeniden hafif hafif serinlemeye başladı ve sıcaktan akan beyinlerimiz geri kendini topladığından 'Yaz ne ara bitti oğlum yaaaa.' diye hayıflanarak olan bitene anlam vermeye çalışıyoruz.
En azından geneli öyle.
Hepimizin yaza başlarken bir sürü düşüncesi hedefi vardı. Kimimiz gerçekleştirdi, kimimizin yazı aynen yukarıda anlattığım döngü şeklinde geçti. Peki ben ne yaptım?
Kaligrafi Meselesi
Yaza başlarken ilk hedefim şu kaligrafiyi ne yapıp edip öğrenmekti. Yabancı instagram ders çalışma blogları ile bol bol sohbet etme şansım oldu bu konuda. Fakat gelin görün ki her seferinde çıkmaza giriyordum. Herkes sadece 'İzleyerek.' öğrendiğini söylüyordu.
Bu bana başlarda doğru gelmiyordu. (Gerçi hala gelmiyor) Modern kaligrafiye dair en büyük sorun çalışma kağıdı bulmanın (ücretsiz olanlardan) çok zor olması ve kalemlerinin çok pahalı olup, çok hızlı bozulmasıydı. Ben (ve asla evcilleşmeyen araştırma ruhum) gecemi gündüzüme katıp bir şekilde ücretsiz çalışma kağıdı bulmuştum internetten. Fakat kalemlerde sürekli sıkıntı yaşıyordum. Yüzlerce video izledim belki fakat herkesin yaptığı kalemle yapmayı bir türlü beceremiyordum.
Çok yaygın olarak kullanılan kalemlerin hepsini denedim fakat nafile. Kaldı ki bu Artline Stix o kadar pahalı olmasa bile Tombow Brush Pen epey pahalı. (Tek kalemi 10 lira) Ve aldıktan iki ay kadar sonra ucu kırçıllandı. Öyle olunca kalem özelliğini yitirmiş oluyor.
Zaten kaligrafi kalemlerinin bütün türleri Türkiye'de yok. 'İmza kalemi' denilen bir tür vardı. Sürekli onu bulmaya çalışıyordum. Ve vazgeçmenin eşiğindeydim. Ne kadar alıştırma yapsam da olmuyordu. Sonunda aliexpressten çakma imza kalemleri buldum ve sipariş ettim. Sonra da kendime dedim ki 'Bu son atış hakkım.'
(Bunlar imza kalemi değil fırça kalem) Gelmesi bir ömür sürdü gerçekten. Oysa ki genel Aliexpress siparişlerimden çok daha kısa bir sürede, yirmi gün kadar bir zamanda, gelmişti. Kalemlerle bir iki deneme yaptım sağlamlıkları üzerine. Fena değildiler. İki imza kalemi bir de fırça kalem vardı. Daha sonra yüreğim ağzımda yazmaya başladım.
Sonuç.
Sorun bende değil kalemlerdeymiş. Yani defolu değillermiş ama çok sonradan konuştuğum birisine göre herkes aynı kalemi aynı şekilde kullanamıyormuş. Kimi Artline Stix ile çok güzel yazarken kimi aynı şekilde Tombow ile yazıyormuş. Ben bunu baştan bilseydim o kadar umutsuzluğa düşüp kendimi üzmezdim. (Aslında düşündüm de üzebilirdim de. Çünkü anksiyete başa bela.)
Yine de yazabiliyorum. Fakat çok yazmaktan kalemlerimin mürekkepleri bitti ve yeniden sipariş etmeye fırsatım olmadığı için ara vermiştim. Geçen gün sadece bu iki tür kalemle değil aslında her kalemle kaligrafi yapılabileceğini gördüm. En yakın zamanda denemelere başlayacağım.
Büyük Bir Sorun
Evet böyle başlasam mantıklı olabilir. Beni okul zamanı takip edenler bilir derslerimin çok kötü olduğunu. Bunun sebebi de benim okula gelirken biliyorum olarak sayılan birçok şeyi bilmememdi. Evet benim suçum değildi yani bir başkasının hayatımı darma duman (Merak etmeyin sevgili arkadaş meseleleri değil) etmesi yüzündendi.
Sonra araştırdım, para biriktirdim, aradım, okudum. Buldum da çözümümü. En azından o sorunun çözümünü bulmuştum. Bunu bu yaz bitirecektim ve beni korkutan iki konunun altından hakkıyla kalkacaktım. En azından düşüncem buydu.
Fakat hayat umduğumuz gibi değil olduğu gibi ilerler. Ve ben aslında eksiklerimi giderecek kitabı, yolu bulmuşken asıl sorunumu unuttum.
Ders çalışmaktan soğumuş, nefret etmiş olmamı.
Ama sıkıntı yok ne kadar yaz bitse kitap bomboş dursa bile yapacağım. Çünkü asıl sorunumun da çözümünü buldum gibi. En azından yaklaştığımı sanıyorum. Eğer çözersem uzun uzun yazacağım merak etmeyin dünyalılar.
Bullet Journal
İlk denemem tam bir fiyaskoydu. (Bana göre en azından) Yanlış defter seçimiyle başlayan hatalarım katlanarak büyüdü. Aslında ben diğerini yaz sonuna kadar kullanmayı düşünüyordum fakat dayanamayıp bunu çıkardım ve Ağustos'tan başlattım.
Şu an için en kullanışlı temayı bulana kadar her ay farklı bir tasarım deneyeceğim. Önceki defterim çizgiliydi ve a6 boyutundaydı. Tam bir fiyasko. İmkanı yok yani benim a6'ya sığmamın. Asıl istediğim defter Lechtturm 1917 dotted A5 ama malum fiyatları 80 - 90 arasında gezinince nasip olmuyor.
Her ay farklı takipçiler deniyorum fakat değişmeyen bir uyku takipçim var. Bu ay anı kutusunu deneyeceğim. Ay içinde yaşayıp unutmak istemediğim günleri yer,zaman ve kişiler belirterek kutunun içine yazıp büyük kutuyu doldurmaya çalışıyorsun.
Bullet Journal gerçekten uğraştırıcı. En basit şekilde yapsan bile her gün zaman ayırman gerekiyor neredeyse. Meşgul olanlar için normal ajanda öneriyorum ben daha çok çünkü ben ne kadar motive olsam da uğraşırken bazı insanların zamanı çok değerli olabiliyor.
(Hayatımda ilk kez doodle çalışması yaptım ne kadar çok başarılı olmasam da Ağustos Gözdelerinin doodladım.
Eğer okumadıysanız tık.)
Alınacaklar Listesi
Bu sene içinde kulüp ile birkaç şehirdeki etkinliklere gitmeyi planlıyordum. (Hala planlıyorum) Fakat seyahat için hiç eşyam olmadığından yazın başında liste yapıp onları almaya başlamıştım.
Çoğu bitti ama hala birkaç eksiğim mevcut tabi. Onları da yakın zamanda alırım diye düşünüyorum.
Blog
Burası ile ilgili çok düşüncelerim vardı. Yeni tema ayarlayacaktım çok daha fazla yazı yazacaktım... Yeni temayı bir arkadaşım sağolsun birkaç eksiği olsa bile ayarladık şu an site uzantısı hakkında derin düşünceler içerisindeyim. Yazılara gelince yine az yazdığımı düşünüyorum, buraya daha fazla vakit ayırmam gerektiğini...
Ama yine de her gün yazı yazıp o yazıların sizi sıkması yerine haftada bir eğlenceli yazılar yazmayı tercih ederim.
Benim yazım böyle geçti işte dünyalılar. Kah instagram'da kah burada. Sizin yazınız nasıl geçti neler yaptınız bu yaz? Yorum bırakırsanız sevinirim. Kendinize iyi bakın!