Selam değerli meslektaşlarım. Tabi hepiniz meslektaşım
olamayacaksınız ilk önce bu konuda bir anlaşalım. Bu zorlu patikada ilerlerken
yarı yolda dönenler ya da yolu bitirdikten sonra başka alanlara sapmak
isteyenler belki bu işi gerçekten yapanlardan daha çok olacaktır. Zira elektrik
elektronik mühendisliği okumak her yiğidin harcı değildir.
Neden elektrik elektronik mühendisliği? Söylediklerin bütün
mühendisliklerde geçerli değil mi?’ diye soranlarınız için cevabım şudur. Çünkü
ben bu bölümde okuyorum, benim tecrübelerim bu bölüm için kesindir. Diğer bölümlere
uyarlanması durumunda benzer sonuçları beraberinde getireceğine dair bir
garanti veremem. En azından kul hakkı almak istemiyorum. Çünkü inanın bir
bölümün isminin içinde sırf ‘Mühendislik’ geçiyor diye size mühendislik ile
ilgili ‘Genelleme’ yazılar yazma yetkisi vermez, emin olun. Sonuçta Su Ürünleri
Mühendisliği de bir ‘Mühendislik’ ama bu bölüm mezunu birinin mühendislik ile
ilgili yazdıklarının makine, inşaat, elektrik elektronik gibi baba bölümleri de
içine alması bana biraz kendini beğenmişlik gibi geliyor. (Söylemim hiçbir
şekilde aşağılama, küçümseme içermemektedir.)
Neyse çok oyaladım sizi. Yorgun argın bir seneden çıktınız,
bir savaşı başarı ile tamamladınız. Belki aynı cephede iki kez belki üç kez
savaştınız hayalleriniz için. Ama zafer sizindir. En azından bunu okuyorsanız
sizin olduğunu düşünüyorum.
Tabi kazanır kazanmaz başladı değil mi çevrenizdeki
insanlar? Alt kattaki ölmeyi unutmuş Hatice Nine ‘Oğlum benim torunum ODTÜ’ de
okuyor ama o bile iş bulamayacak gibiymiş. Sen bu üniversiteyle nasıl bulaçan
ki iş?’ dedi değil mi sen apartman merdivenlerini kazanmanın mutluluğu ile inerken.
Ya da sonuçlar açıklandıktan sonra
gittiğiniz piknikte Songül Halanın kocası doblolu enişten mangalın ardından
‘Memur ol memur. Özelde iş bulamazsın aç kalırsın valla. Ahanda buraya
yazıyorum.’ Dedi ve o tavuğu boğazına dizdi değil mi? En kötülerinden biri her
şeyi iyi düşündüğünü iddia edip aslında milletin arkasından bin bir dolap
çeviren Nesrin Teyzen güne geldiği gün seni kenara çekti ‘Kız başına napçan sen
onca erkeğin arasında? Öğretmenlik kazanaydın fena mı olurdu!’ şeklindeki çağ
dışı düşüncesiyle daha şimdiden lanet ettirdi seni değil mi?
Sanki bunlar
yetmiyormuş gibi okula gittiğin ikinci haftadan ‘Abi işsiz kalcaz ya boşa
okuyoz valla.’ ‘ÇAP yapmamız lazım yoksa kesin iş bulamayız.’ ‘Ortalaman
3.50’nin üstünde olmaz ise hiçbir yer almıyormuş abi ya..’ tipinde ‘Rakip
eliyoz bissss’ kafasından sıyrılamamış minik cahilcikler ile karşılaştın değil
mi?
Ama pes etme genç beyin! Çünkü bu senin yaşamın! ‘Yav he he
sen bizim aileyi bilmi..’ ağzına bi tane çakarım bir de duvar çakar valla.
Ablaya karşı gelinmez biir. İkincisi ise ailenin ne kadar kötü olması ya da
maddi imkânsızlıklar hiçbiri hayatını çizmemen veya dik durmaman için bir sebep
olamaz. Unutma bu hayat senin hayatın!
Sondaki minik cahillikler ile savaşman ya da kulağını
tıkaman için de en büyük silahın benim! Yani umarım. Sen onları dinleme minik
mühendis adayım.
Ben kim miyim? Bu yazı ile alakalı olarak şunu
söyleyebilirim öğrenim dili %100 İngilizce olan elektrik elektronik mühendisliği
öğrencisiyim. Ne ODTÜ ne de İTÜ’de okuyorum. Ortalama bir üniversitedeyim ama
üniversitemi belirtmek istemiyorum.
Sizin gibiydim bende. ‘Üniversitenin etiketi yok işe alınmazsın,
ortalamanı 3.50'nin üstünde olması lazım, ERASMUS yapman lazım.’ gibi onca
dırdırın arasında ağlarken buldum kendimi birinci senenin sonunda.
Birinci sene bitti. İkinin ortalarındayım şu an. Ve çok
fazla araştırma yaptım, çok dinledim, çok okudum. Tabi ki daha çok dinlemem ve
öğrenmem gereken şey var. Ama şu ana
kadar bildiklerimi yazıya dökmek yararlı olabilir diye düşünüyorum.
Madde bir,devamsızlık yapmamaya çalış.Çok banal bir laf
değil mi? Sonuçta sen üniversiteye devamsızlık yapmaya geldin değil mi? Çıkıp
gezmek için, dersleri bir şekilde geçersin öyle değil mi?
Öyle olduğunu düşünüyorsan gerçekten üniversiteden kaydını
sildirmelisin.
Derslerinde çok fazla devamsızlık yapmayarak aynı zamanda
sosyal bir insan da olabilirsin. Evet bu mümkün. Üniversitedeki ders programı
lise ya da ortaokul kadar sıkı ve dolu değil, hangi bölüm olursa olsun! Bazı
bölümlerde daha gevşek (mesela üç dönemdir bizim haftada bir günümüzde ders
olmuyor) bazıları diğer bölümlere göre sıkı olabilir. Yine de sonuca bakacak
olursak ‘sabah sekiz akşam beş hafta içi her gün!’ programını uygulamayacaksın.
Bu yüzden sakın devamsızlık yapmaya, not tutmamaya ve totoyu yaymaya kalkma.
Bu öneri ne kadar yazı içindeki en gereksiz en boş madde
gibi gözükse de aslında en önemlilerinden biri. Ortalama kasmaktan
bahsetmiyorum. Derste göreceğiniz dersler ne kadar ‘gereksiz’ gibi gözükse de
aslında ileride uygulamasını göreceğiniz bazı şeylerin teorisini içermektedir.
Bu yüzden dersleri kıl payıyla geçseniz bile konu içeriklerini güzelce öğrenmiş
olmanızı tavsiye ederim.
Aslında her şeye rağmen ortalama önemli bir etken. Evet,
aklına gelen şeyden bahsedeceğim sevgili Dünyalı. Erasmus.
Eğer ki üniversiten
değişim programını destekliyorsa mutlaka gitmeni öneririm. Desteklemiyorsa
biraz zorlayarak Work & Travel yap. Sürekli dillere destandır yeni kültür
tanımak güzeldir diye. Lütfen gittiğiniz değişim programında bulunan Türkler
ile sürekli gezmek yerine yabancı uyruklu insanlarla kaynaşın. Öbür türlü
gitmeniz size –özellikle dil açısından- hiçbir fayda sağlamayacaktır.
Yurt dışında çalışmayı düşünüyorsanız o dönemde kuracağınız bağlantılar size
yeni fırsat kapıları açabilir. İnsanlar ile iletişimi koparmayın. Bu konuyu
İlber Ortaylı’nın söylediği bir sözle noktalıyorum.
Derslerden başladık derslerden devam edelim o zaman. Durum
bellidir. İlk dönem göreceğiniz derslerin devamlarını bir sonraki dönem, sonraki yıl ise aynı dersin daha ağırını göreceksiniz. Bu yüzden temelleri iyi atmakta
fayda var.
Mühendislik dört temel dala ayrılmaktadır. Elektrik, kimya,
inşaat ve makine. Diğer dallar hep bu dört ana dalın alt dalıdır. Şimdi biz
(her ne kadar üçüncü sınıfın sonunda alan tercihi yapacak olsak bile) hem bir
ana dalın hem de bir alt dalın birleşimi olduğundan epey okkalıdır dersler. Birinci
sınıfın birinci döneminde bir bilgisayar programlama dersi göreceksiniz.
İsterseniz o programı öğrenmeye devam edin isterseniz başka bir programlama dil
seçin ve bunu öğrenim hayatınız boyunca öğrenin. Bu yine sizin öz geçmişinize kocaman bir artı
olarak yansıyacaktır. (Birinci sınıfla ilgili gözlemlerim için tık)
Hele bir de İngilizce okuyorsanız… Evet, büyük mevzu bu
İngilizce mevzusu. Sadece mühendislikte değil, herkes İngilizce bilmeli.
Fırsatınız var ise mutlaka -%30 olsa bile- bölümü İngilizce okuyun. Eğer
olmadıysa ilk seneden mutlaka İngilizce kursuna başlayın. Hazırlık okuyorsanız durumunuza sakın
üzülmeyin! Hazırlık dönemi büyük şanstır. Neden? Anlatayım.
Mezun olduğunuzda elinizde diplomayla dımdızlak mezun
olursanız. ‘Yeaaa üniversiteliye iş yook’ kervanına katılırsınız. Bunun
olmaması için yapmanız gereken ilk şeylerden biri bir öğrenci topluluğuna
katılmak ve öz geçmişinize katabileceğiniz bir şeyler yapabilmektir.
Hazırlık bu yüzden büyük bir artıdır. Önünüzde uğraşılması,
öğrenilmesi gereken bilmem kaç ders yoktur. Bundan ötürüdür ki boş vaktiniz
–kısmen- bölüme göre daha fazladır. Bu da daha fazla katılınabilecek etkinlik
girilebilecek kulüptür. Üniversitenizde ve şehrinizde bulunan etkinlikleri,
seminerleri sürekli takip edin. Buradan kastım festivaller, konserler değildir.
Tabi onlara da gidin ama ona gidebilmek için böyle bir yazı okumaya gerek yok
bence.
Misal bizim üniversiteye kısa bir süre önce İlber Ortaylı geldi bir sonraki aya Kişisel gelişim zirvesi var. Bunlara katılın. İki kez kafeye gitmektense –zira bazıları ücretli oluyor- seminere katılın, sertifika alın. Size bahsettiğim öğrenci toplulukları üniversitede seminer düzenliyorlar. (Sertifika ile ilgili bu ayın sonunda yazacağım Ocak Gözdelerim yazımda bir siteden bahsedeceğim takipte kalın) İlk önce katılın daha sonra bir organizasyon nasıl organize edilir bunu öğrenmelisiniz. (Bir Organizasyonun Sahne Arkası)
Misal bizim üniversiteye kısa bir süre önce İlber Ortaylı geldi bir sonraki aya Kişisel gelişim zirvesi var. Bunlara katılın. İki kez kafeye gitmektense –zira bazıları ücretli oluyor- seminere katılın, sertifika alın. Size bahsettiğim öğrenci toplulukları üniversitede seminer düzenliyorlar. (Sertifika ile ilgili bu ayın sonunda yazacağım Ocak Gözdelerim yazımda bir siteden bahsedeceğim takipte kalın) İlk önce katılın daha sonra bir organizasyon nasıl organize edilir bunu öğrenmelisiniz. (Bir Organizasyonun Sahne Arkası)
Bu nasıl öğrenilir peki? Yukarıda söylediğim gibi bazı
seminerleri üniversitelerdeki öğrenci toplulukları düzenlemektedir. İlk seneden
bir topluluğa mutlaka katılın. Beğenmezseniz değiştirirsiniz. Aktif olun,
sorumluluk almaktan korkmayın. Zira bunların hepsi özgeçmişinizde yer
alacaktır.
Elektrik elektronik mühendisliği için en önemli öğrenci
topluluklarından biri IEEE’dir . (bunu mutlaka bir araştırın, bilginiz olsun )
Öğrenci topluluğu dendiği anda insanların kafasında salsa
dersleri, at binme dersleri ve bunun gibi şeyler akla geliyor. Evet, bunlardan
birine de katılın hatta katılmakla kalmayın bir hobi edinin ardından bu hobiyi
devam ettirin. Unutmayın film izlemek, kitap okumak bir hobi değildir.
Hayatınız boyunca dans etmek istediyseniz araştırın bir dal seçin ve dans edin!
Hep özenerek uzaktan baktığınız o müzik aletlerinden birini çalmaya başlayın.
Üniversitenizin konumu hobi topluluklarının sayısında büyük bir etmendir.( Yamaç
paraşütü, dalgıçlık, yelken gibi) Her şeyi üniversiteden beklemeyin. Üniversite
size bilgiyi öğreten bir yer değildir. Bilgiyi öğrenen siz olacaksınız. Sonra
'AA elektromobil mi yapılmış aaa drone yapılmış bizim hiç haberimiz ok gizli
saklı mı yapıyorlar bu projeleri .'diye gezersiniz ortada benden duymuş
olmayın.
Bir de kazandığınız anda ilk işiniz gidip sosyal
hesaplarınıza ekleyeceğinize bir Linkedin açmak olsun. Sektörün önde gelen
insanlarına istek gönderin ve ağınızı yavaş yavaş genişletmeye başlayın. İş
bulmaya çalışırken sizin en büyük yardımcınız iş bulma siteleri değil Linkedin
olacak.
Şimdi sevgili dünyalılarım. Kişisel gelişim konusunda Türk
öğrencilerinde inanılmaz bir yetersizlik var. En basitinden kendimizi ifade
edemediğimiz anlar yaşıyoruz. Otobüsten inerken ‘inecek var.’ Demeye çekinenimiz
bile vardır mutlaka. Çok ya da az olsun böyle bir eksiklik her birimizde olduğu
için biraz da bu konu üstünde duracağım.
İlki ve en önemlisi kendinizi açık ve net şekilde ifade
etmeyi öğrenin. İnanın bu büyük bir fark yaratıyor. Yazı yazarak değil konuşarak, sunum yaparak
ifade etmekten bahsediyorum. Seminerimize konuşmacı olarak katılan Apple APL
Uzmanı Burak Gençay Bey yaptığı sunumda bizlere öğrencilerin çok iyi okullardan
mezun olduğunu fakat aynı insanların sunum yapmaya gelince bir topluluğa düzgün
şekilde hitap edemediğinden bahsetti.
Yukarıda yazan maddelerden herhangi birinin eksikliğini siz
de yaşıyorsanız mutlaka bunu çözmenin bir yolunu bulmalısınız.
Son olarak sık sorulan sorulara geçmeden önce hemcinslerim
için ufak bir yazı yazmak istiyorum. Çünkü son zamanlarda Linkedin’de beni çok
sinirlendiren serzenişler görüyorum. Sevgili kadın mühendis adayları bu
sektörün %90’ı erkeklerden oluşmaktadır. Bunun bir kabullenelim önce. Eğer ki
siz çevrenizdeki erkeklere söz geçirebiliyorsanız, onlarla anlaşmakta ve
iletişim kurmakta zorluk çekmiyorsanız bu bölüme gelin. Daha sonra mezun
olduktan sonra sosyal medyada ‘Bni ciddiye almyrlr yeaa .s.s.’ diye gezmeyin.
Linkedin profilinizi bir profesyonel gibi kullanın, şık bir fotoğraf koyun.
Eğer orayı Instagram gibi kullanırsanız oradaki insanlar da size Instagram
mecrasındaymış gibi davranırlar. Evet, bu ülkede kadın çok da değerli değil
gördüğümüz cinayetlerin, şiddetlerin haddi hesabı yok. Fakat siz affedersiniz
kendi yaptığınız bir eşeklik yüzünden –kişiliğinize uygun meslek seçmemek- o masum,
acı çeken kadınların önüne geçip ‘Bu ülkede kadının hakkı yok yeaa’
diyemezsiniz!
Bunları lütfen göze alın. Görmezden gelip devam ederseniz de
umarım bu sektörde sizinle karşılaşmayız. Aksi takdirde sizi ezmeye çalışan
karşı cinslerinden daha kötü muamele görebilirsiniz benden.
Sık Konuşulan Konular:
-Etiketi olmayan bir üniversitede okumak.
Özellikle şu internet mecrasında almış başını gidiyor bu
muhabbet. Etiketi olmayan üniversiteden mezun olana iş yok diye. Bunu diyen
kişiler genellikle girdikleri üniversitenin isminden başka bir başarısı
olmayanlardır. Kendi başarınızı kendiniz oluşturacaksınız. Yazının burasına
kadar gelmişseniz ‘Nasıl?’ diye sormazsınız diye umuyorum. Ve inanın
değiştireceğiniz iki işten sonra mezun olduğunuz okulun hiçbir önemi kalmıyor.
-Torpil Meselesi
Bu da yine komik bir şey. İnsanlar tutturmuş ‘Torpilsiz
olmuyor.’ Şunu unutmayın kendi torpilinizi kendiniz oluşturacaksınız. Bunun
için de o üniversiteyi yata yata geçirmemeniz gerekiyor.
-İş Bulmak Zor.
Buna cevabı şu ekran
görüntüsü ile vereceğim.
-Devlet mi Özel mi?
Kendilerini çok sevdiğim Eğitim Koçu Seray Ablamın(@edafosakademik) yazdığı yazıyı buraya yerleştirerek yine kafanızdaki birçok soru işaretinin silineceği kanaatindeyim.
-Üniversitem uzuyor!
Önemli olan kaç sene okuduğunuz değil neler yaptığınızdır.
Siz okulu üstten ders alarak erkenden bitirseniz ama özgeçmişinizde mezun
olduğunuz okuldan başka bir şey olmaz ise okulu altı senede bitirmiş ama sadece
iki seminere katılmış insandan daha geriye düşersiniz.
-Üniversitem bir şey öğretmiyor! Bir şey yapmıyor!
Üniversiteyi hala lise zannedenleri sağa alalım. Hah siz
orada durun. Arkadaşlar üniversite size bir şey öğretmez. Siz üniversiteden bir
şeyler öğrenirsiniz. Hala her şeyi önünüze sunmalarını beklemeyin lütfen.
İşte bu kadar dünyalılar. Öğrenimim hala devam etmekte.
Belki yazıyı güncelleyerek devam ederim belki ikinci versiyonunu yazarak.
Umarım aranızdan birine bile minicik faydam dokunabilmiştir. Hoşçakalın
Dünyalılar.
Referanslar ve Kaynakçalar:
Edafos Akademik (Instagram: @edafosakademik)
Belki uzun ama üniversiteye hazırlanan/elektrik elektronik düşünenler için harika bir yazı olmuş! ellerine sağlık :)
YanıtlaSilteşekkürler <3
SilO zaman Hazılanan ve düşününlere başarılar dilerim:))))
YanıtlaSilAman Allah'ım... Hayatımda okuduğum en kapsamlı ve yararlı Üniversite rehberi buydu sanırım. Bu yayından yararlanabilmek için elektrik elektronik mühendisliği okumaya gerek bile yok üstelik *-* Yine aşmışsın kendini ♥
YanıtlaSilsini yiyibilir miyim
SilNormal insanlardan daha güçlü ve sabırlı değilseler mühendislik okumasınlar derim :)
YanıtlaSilahahah buna kesinlikle katılıyorum :D
Silkardeşimde elektronikçi ve çok memnun bölümünden. :)
YanıtlaSilAynı şeyi söyleyemeyeceğim sjnsjssks
SilHerkes Ingilizce bilmeliii! :) Sey ben de Elektrik Elektronikle ilgileniyorum az cok. Bilirsin sen :D Ellerine saglik canim benim. :)
YanıtlaSilACABA NASIL İLGİLENİYOR ACABA NEDEN İLGİLENİYOR AKILDA ÇILGIN SORULARCA hsdhsjd
SilÇok güzel bilgilendirici bir yazı olmuş. Kesinlikle kendimizi geliştirmeliyiz, ben biraz özelciyim bu konuda. Kendimi özgürce ifade etmek benim için çok önemli. Özel riskli ama kamuda yazılımcılar hala 2013'ün kodlarını kullanıyorlar. Yani ne kadar geliştirebilirim ki kendimi ben orada
YanıtlaSilkesinlikle haklısın! bu yüzden devlet ne kadar güzel gibi gözükse de aslında kariyerimiz için duruş noktası
Silokulun bi gün bitcek yaaa ne güzel olcak o zamaaan. bi de, senin animeler aklımdaaaa :)
YanıtlaSilDeeeep bitmiyo deeeeeep millet erasmusa gitçek deeeep
SilNe kadar ayrıntılı ve işe yarar bir yazı olmuş. Kalemine sağlık. Bölümü düşünenlere çok faydalı olacağına eminim.
YanıtlaSilŞule abla hergün instagramdan bir sürü dm cevaplamaktan yoruldum böyle toplayınca iyi oldu epey
SilHarika bi yazı olmuş eline sağlık bu yıl hazırlığı bitirdim ama ingilizce konusunda kendimi çok geliştiremedim sebebinın ise lisedden çıkıp aileden uzaklaşmak o ozürlüğü tatmanın olduğunu düşünüyorum şimdi size aynı hataya düşmeyin dicem ama düşeceksiniz çünkü bana da söylenmişti :D
YanıtlaSil