Yarım saat içinde haber alamazsanız polisi arayın!

(Bu yazımı deeptone'a ithaf ediyorum. Kötü bir dönemden geçerken beni havalara uçurduğu ve yeniden umut verdiği için...)

Gene ortalardan kayboldum bir aralar. Yayınlamadım,yazamadım bir şeyler. Aslında taslaklarda en az altı yazı var beni bekleyen.  Hepsi farklı farklı ama demek istediğim şey bitmedi söyleyeceğim şeyler yani. İnanın daha çok var.




İşte o aralar yararlı bir iş peşindeydim. Üyesi olduğum kulübün kollarından bir tanesi lösemili çocuklara ziyarete gitmeyi teklif etti. Ben çok hevesli değildim bunun iki sebebi var. İlki benim üç tane erkek kardeşim olmasına rağmen çocuklarla iyi anlaşamamam ikincisi de çok fazla katılım olacağını düşündüğümden bana sıra gelmemesi. Yine de gruba yazdım 'Eğer ki boş kontenjan kalırsa ben de gelebilirim.' diye. Lafı çok uzatmak istemiyorum aslında da uzuyor işte. Haksız çıkmadım başta bayağı katılımcı vardı. Sonra bir değişiklik oldu saatler öğleden sonraya alındı. Çoğu kişi o değişiklikten sonra gelemeyeceğini belirtti. Ve evet ben gittim.

Neden çünkü benim için hafta sonları saat öğle bire kadar uyumak, ikide yataktan çıkmak ve akşama kadar bilgisayar başında oyalanmaktan ibaret.(Yazan hani ders çalışacaktı? Hayal o hayal evleneceğim ben😂)
Biraz asosyal miyim?
Beeelllkiiii.



Neyse şimdi asıl konuya gelelim.Şimdi ben Türkiye'nin yüzölçüm bakımından yedinci en büyük üniversitesinde okuyorum. Buradan bakınca kaybolmak bayağı kolay gözüküyor. Ama biz ana kampüste öğrenim görüyoruz ve orası o kadar basit ki her yere yürüyerek ulaşabiliyorsun. Ama ben ki sadece karşıya geçip dümdüz yürününce bulunacak olan yemekhaneye giderken iki kez kaybolduysam o üniversitede ne kadar süre hayatta kalabilirim. (yazan
 ağlanacak haline gülüyor)

Ve kaybolmalarım aşırı meşhurdur benim.  Bir keresinde merkezi bir yerdeki bir yere (evet çok açıklayıcı oldu biliyoorum) gidecekken aynı yerin şehrin diğer ucunda  bulunan bölümüne gitmiştim.



Neyse konuya dönelim . Nerede buluşalım falan filan soruldu grupta. Dediler ki üniversitedeki sıtarbaksta. Yahu ben zaten hayatımda bir kere bile gitmediğim yeri ben 22 milyon metrekarelik üniversite içinde nasıl bulacağım? (evet bir kere bile gitmedim hala da gitmeyeceğim kahveleri ne kadar güzel olursa olsun bunun bir popüler kültür dayatması olduğunu düşünüyorum)(birden ciddileşen yazan karşısında okur şoka girer)


Ben başladım grupta ağlamaya. Nasıl bulacam diye. Bana anlatıyorlar şuradan gel çok kolay falan. Ama ben biliyorum kaybolurum yani.  Neyse ağlaya ağlaya çıktım. İçimden gene diyorum 'Kaybolacağım'. Gruba yazdım 'Yarım saat içinde benden haber alamazsanız polisi arayın gençler.' diye. Sonra başkan acıdı bana benim bulunduğum yerin yakınındaymış. Beraber gittik sıtarbaksa. 

Kısacası bir kaybolma vakasının ucundan sıyırdım.

Çocuklara gelince. Kötü durumda olanlarla görüşme şansımız yoktu. Boyalar,kitaplar götürdük. Konuşmaya çalıştık ama pek iyi değilim bu konuda. Zaten hepsi içine kapanıktı sanki ölümlerini kabullenmiş gibi. Bu gerçekten beni aşırı derecede üzdü. Ama yapabileceğimizi yaptıktan sonra fazlası gelmiyor elimizden.

Minik bir duyuru: Çok güzel bir çekilişe katılıyorum. Eğer ilgileniyorsanız: benbugünlerde


Son olarak kısa bir teşekkür etmek istiyorum. Bu blogu açarken kimsenin okumayacağından o kadar emindim ki. (sanki bin takipçim varmış gibi konuş knk) Daha sonra bir hafta aradan sonra girince deeptone'un yazısında benden bahsettiğini görünce mutluluktan napacağımı bilemedim. 
Teşekkürler deeptone
Bana tekrar sözcüklerin ve okunmanın güzelliğini hatırlattığın için...
(Ağlamayın la.Ağlamayın)


(okuyucu önizleme)

32 yorum:

  1. Deeptone sâyesinde çoğu blogcu ayakta kalıyor zaten. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rabbim başımızdan eksik etmesin onu amin.

      :D :D

      Sil
  2. ya baksanaaa, ya öyle deme ama sen öyle hoş ve tatlı anlatıyorsun ki valla bak ben sana çok gülüyorum, bu yazın da nefis nefis, yaptığın şey de ne güzel gitmen yanii, kaybolmak uyumak bilgisayarda zaman geçirmek ya bunlar normal yaa herkes aynı ayrıca ne var yani evde oturmak kötü bişi diil sölediğin her şey normal hepsi hiçbiri kötü değil, bi dee bak ne dicem, karamsarım dedin yaa, benim blogdaki "gelişim" başlığındaki yazılarımı bir okusanaa. bir de zamanın olunca çok yaz tamam mı o taslakları da koy bir de anlat yaaa o karamsarlık filan deme öyle kendineee :) okulun için de kutlarım senii iyi bi okul demek ki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. okuyorum şu an yazılarını. Ama inan o karamsarlığı kimse değiştiremedi. Ne yıllardır hayatıma giren onlarca insan ne ruheşim ne de ailem. Ben kalbimle değilde beynimle düşünüyorum daha çok. Fazla gerçekçilik insanı karartıyor.
      Yazmak konusunda ise çok yazdım. Kendim yazdım kendim okudum. Okuyan olmadı. Üzüldüm. Kağıda kaleme küstüm. Yeniden heveslen küs falan. Zor işler. Kendime güvensizlikten sorun oluyor hep bunlar. Kaynağı hep o.
      okulumsa ah okulum okulum. İnsanlar üniversite üniversite diye yanar tutuşur. Ben neden sevmiyorum acaba okulu? Belki de insanlığın genelinden nefret ettiğimden.
      Aaay çok ciddi oldu bu yazı. Valla komiklik değilde hayatım trajikomik. Birazda çatlaklık olunca ruheşim olmadan düz yolda yürüyemiyorum yemin ederim :)))

      Sil
    2. piki tımams sen de zaten böyle olduğun gibi ol değişmeeee böyle iyi :)

      Sil
  3. Böylesi güzel şeyler yapan bir bloggerı bize tanıttığı için ben de Derin'e yani Deep Tone'a teşekkür ederim.

    Ne güzel şey yaptığınız. Sulu göz olmamalı öyle anlarda ki çoğumuz hiç olmayacak yerlerde çok metinken bazen de o metanette kalamıyoruz. Tam da gittiğiniz yerlerde mesela. “Ne kadar dayanılabilirdik ağlamadan o çocuklara bakarken?” dedim kendi kenddime. O çocukların hepsine şifalar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sen ne diyorsun ben çizgifilme ağlayan bir kızım. Öyle sulugöz. Duygusal bir şey yazayım abooo nehirlerin önü açılır. Hala kendime şaşırıyorum nasıl gittim nasıl konuşabildim NASIL AĞLAMADIM. Aferim heh bana.
      Bende ona çok teşekkür ediyorum bu kadar güzel,değerli okuyucuaları bana yönlendirdiği için :)

      -sağlıcakla kal

      Sil
  4. çizgi film death parade bi baksana sevcen mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ders çalışmamak için bahane arıyordum buldum. (yazar gülmekten yıkılıyor)

      :D

      Sil
  5. sen hoş yazıyorsun derin konuları hafif ve sevimli yazıyorsun. bence yazabilirsin kitap da. yazı denemeleri yap işte. aklında olsun yaa ben fikir veririm sana kitap için. öykü deneme filan yaz roman sona yazarsın yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öykü,deneme.. Çok yazdım. Ardından yaktım,yırttım,sildim. Sonra bıraktım. Bir romana başladım. Hala yazıyorum. Yavaş yavaş eleye eleye. Bir zamanlar wattpad de yayınlamıştım ama sildim saçma sapan şeyler gördüm. Olmadığı değerde gösterilen kitaplar. Kırıldım küstüm. Yine.

      https://www.wattpad.com/250279832-ikiz-ruhlar-0-1-ba%C5%9Flarken

      Bak burada. Eski hali. Bunu sildim yeni yazdım.

      Sil
    2. tamam okuycam rahat rahat bi zamanda not aldım :) wadped okuyom ben ya kitaplarını da alıyom ben de yazdım biraz wadpette ama blog daha çok seviyom bıraktım. aramızda hem blog hem vadpetçiler var hatta bi arkadaşımızın kitabı da çıkcak, aslı yılmaz adı. okuycam tabii ya küsme işte var okuyan seniii :)

      Sil
  6. Yazı yazmaya çok ara vermemeye çalışın, kelimeler biraz nankör oluyor çünkü. Uzun bir süreden sonra ihtiyacınız olduğu anda ortadan kaybolabiliyorlar. :)

    Kaybolduğunuzda ise "Faruk Eczanesi olabilir mi o?" deyip de yol tarif edenlerin gösterdikleri istikametin tam tersine gidin. Bizim millet malum, adresi bilmese de tarif bağımlısı biraz. :)

    YanıtlaSil
  7. Deep yazar da gelmezmiyim... Ne güzel bir yeni blogger daha tanımış oldum... Ne güzel bir şey yapmışsınız... İyi ki de gitmişsiniz... Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Deeptone enerjisi bu herkese yetiyor desene :) Maaşallahı var :)

    YanıtlaSil
  9. ikiz ruhlar ilk bölümü okudum. çok güzel başladı hikaye. silah da var. devamını gidemedim ya wadped şifremi unutmuşum. kaç bölümdü söleseneee :) gece yatmadan önce blog ve insta yorumlarına yanıt vermeyi unutmaaa, sevgi teyzeyi dee, bi de o buluşmaayııı kikiki :) baksana, gerçekten bir ikizin var mı, ya da ruh eşin ikizin mi yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan hatırlamıyorum Derin oraya ne kadar yazdım. Şu an bilgisayarımda özenle tuttuğum her kelimesine beş bin kez düşündüğüm bir kopya var. Onda ise daha üçüncü bölümdeyim.
      İkizim yok çok isterdim olmasını. Ama bir ruheşim var kendisi Allah nasip ederse gelecekteki hayat arkadaşım olacak :)) Ruheşim lafını da inan boşuna söylerimiyorum yin-yang işareti gibi iki yapboz gibi birbirimizi tamamlıyoruz. (yazar utanıyor)

      Sil
    2. sevindim ne büyük şans sizinki. hep mutlu olun yaa (yazar utanmasın) :)

      Sil
  10. Ya, inanılmaz tatlı bir özellik bu :D Ben hiç kaybolmam. Bazen kaybolmak lazım ama ♥ Kim bilir? Kaybolduğumuz yerde kendimizi buluruz belki... Okurken gülmekten kendimi gelemedim :)) Çok hoş, acayip sevimli bir kalemin var :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler (yazar utanıyor) Ne güzel kaybolmuyorsun işte. Ben hem kaybolup, hem panikleyip hem de ağlıyorum yaa.
      Beğenmene çok sevindim.

      Sil
  11. Merhabalar,
    Ah o Deep yeni blogların en büyük destekçisidir. Herkes yıllarını veriyor bloglara sabredersen elbette seni de beğenip takip eder insanlar. İlgini çekerse kahve içmeye bana da beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. annesinin karnında bile duramamış insana sabırdan bahsediyorsun :D :D ahh ah bilir misin bu sabırsızlığım yüzünden çok şey kaybettim :D

      Sil
  12. Melaba! Ben de Deep'ten gelmiş bulunmaktayım :D Zaten Deep olmasa şu an blog dünyası böyle olmazdı galiba :D

    YanıtlaSil
  13. Hangi üniversitede okuyorsun

    YanıtlaSil
  14. Bunu söylemek istemiyorum. (yazar gülüyor)

    YanıtlaSil
  15. Merhabalar,
    Blog keşif etkinliğinden geliyorum, bloğunuzu takipteyim^^
    Siz de bloğumu takip ederseniz memnun olurum.

    vintagenmakeup.blogspot.com

    Sevgiler,
    EK

    YanıtlaSil
  16. Ya okurken çok güldüm , kardeşim bana şuanda garip garip bakıyor , çok eğlenceli yazıyorsun :D

    YanıtlaSil